Medya05 Haber

El Sanatları Öğretmeni Songül Çörtük, Osmaniye’de 15 yıldır devlet kurumlarında unutulmaya yüz tutmuş filografi sanatını yaşatmaya çalışıyor.

Aslen Hataylı olan ve Konya Selçuk Üniversitesi mezunu Songül Çörtük  “ El sanatları olarak atandığım ilk görev yerim olarak Adıyaman’da doğu görevimi tamamladıktan sonra, Bursa’ya tayin oldum. Bursa’daki meslek hayatımdan sonra,  unutulmaya yüz tutmuş sanatlar alanında almış olduğum eğitimler, seminerler ve özel dersler sayesinde daha farklı sanatlar öğrenerek mesleki anlamda daha gelişme fırsatım oldu. Bursa’dan Osmaniye’ye tayinimi istedim. Açmış olduğum farklı kurslar  ile Osmaniye halkını yeni sanatlar ile tanıştırma fırsatım oldu.”dedi.

Filografinin insanlara maddi manevi kazanımlar sağladığını söyleyen Çörtük “Derslerimizde yapmış olduğumuz sanatsal çalışmalar ile insanları  hayatın karmaşasından ve yoğunluğundan da bir nebze uzaklaştırarak bir nebze olsun rahatlamalarını sağlıyorum. İnsanlar atölyelerimizde sanatla uğraşırken bir nebze de olsa hayatın karmaşasından uzaklaşıyor. Psikolojik anlamda sorunları olan insanlar da direkt psikiyatr tavsiyesi ile gelip, burada rehabilite oluyorlar.” İfadelerini kullandı.

El Sanatları öğretmeni Songül Çörtük  “Yıllar önce dersime psikiyatrisin tavsiyesi ile katılan ve şehit düşen evladının acısını ürettiği çalışmalar ile küçük de olsa unutmaya çalışan  şehit annemiz, Gülnur hanımdan esinlenerek tüm şehit annelerimizi bu sanatla buluşturarak evlatlarının da resminin olduğu 3 boyutlu tablo yaptırmak hayalinin olduğunu belitti.   En büyük hayali ise Bin yıllık geçmişi olan bu sanatı farklı ülkelerdeki insanlara tanıtmak ...” dedi

HEM KAZANDIRIYOR HEM DE RAHATLATIYOR

Açtığı kurslarla binlerce insanı unutulmaya yüz tutan filografi sanatı ile tanıştıran Çörtük, “ Eğitime gelen insanlar, bir süre sonra yaptıkları ürünlerin satışını yapmaya başlıyor. Bir yandan maddi kazanç sağlarken diğer yandan da bir şeyler üretmenin mutluluğunu yaşıyorlar.” dedi.

Eğitim sonunda öğrencilerin, özel siparişler ve tasarımlar yapar hale geldiğini söyleyen Çörtük, yaptığı işin sanatın yaygınlaşması için de önemli olduğunu söylüyor.

‘EV KADINLARINA ÖZGÜVEN VERİYOR’

Daha çok ev hanımlarının bu sanata ilgili olduğunu belirten Çörtük, kadınlara da yeni bir amaç vermenin mutluluğunu yaşadığını kaydetti. Çörtük, “Ortaya çıkan ürünlerin satışından gelir elde eden ev hanımları da, belki de hayatlarında ilk defa para kazanmanın ve bir şeyler üreterek kendi ayakları üzerinde durabilecek olmanın özgüvenini yaşıyor.” dedi.

Çörtük, binlerce yıllık bir sanat olan filografinin eskiden hapishanelerde mahkumların ıslahı için de kullandığını söylüyor. Geçmişte mahkumları terapi yöntemi olarak kullanılan filografi bu sebeple, “hapishane işi” olarak da tanımlanıyor.

Çörtük  “Günümüzde de  ev hanımlarının yanında her kesimden memurlarda boş vakitlerinde derslerimize katılmaktalar.emniyetten  gelen polis öğrencilerimizin günün stres ve yoğunluğundan derslerime katılarak  uzaklaştıklarını belirtiyorlar. Çevre ilçelerden ders saatlerinden sonra gelen öğretmenlerimizden üniversite öğrencilerimize kadar her kesime hitap eden, çaktığımız her çivide ,sardığımız her telde hayatın karmaşasından uzaklaştıran, huzur veren bir sanat...”dedi.

Filografi yapılırken, önce desenler belirleniyor ve tahta plakaya desen çizgileri üzerinden çiviler çakılıyor. Daha sonra tel ve iplerle çivilerin arası belirli sarım teknikleriyle dolduruluyor. El emeği göz nuru 3 boyutlu eserler uzun bir uğraş sonunda gün yüzüne çıkıyor. Ortaya çıkan üründe, tel ve çivinin uyum içindeki görüntüsü adeta birbirine arzuyla sarılan sevgilileri andırdığını belirten Songül Çörtük, “Tel ve çivinin aşkı, işte böyle başlıyor.” diyor.

Sipariş ve sayfamızı incelemek için : https://instagram.com/sanat_tasarim.8031?igshid=YmMyMTA2M2Y=